top of page

Depersonalizasyon ve Derealizasyon

hasandurna


Depersonalizasyon türkçeye, kendine yabancılaşma, kendinden kopma olarak çevrilirken derealizasyon ise gerçekdışılık, gerçekdışı olma duyumu olarak çevrilmiştir.

 

Depersonalizasyon durumunda kişi öylesine kendi dışındadır ki açlık, sıcak veya soğukluk veya vücudun gönderdiği diğer sinyalleri algılayamayabilir. Zaman mekan kaybolup, hatıralar silinebilir. Herhangi bir duyguyu hissetmek olanaksız hale gelir ve kişi diğer insanlara, çevresinde olup bitenlere ve kendi ile ilgili durumlara ilgisiz kalır. Bazı insanlar bu durumu camdan bir fanusun içine sıkışıp kalma olarak tarif ederek çevre ile olan bağdaki kopukluğu betimlerler. Kendilerini duygusuz hissiz bir robot, bir zombi olarak tanımlayanlar da olmuştur.

 

Derealizasyon ise çevredeki insanların anlamsızlaşması, en sevilen kişilerin bile hiçbir şey ifade etmemesi veya onların yabancı imişçesine algılanmasıdır. Çevrede olup bitenler tuhaf, yanlış, sanki ağır bir sis perdesinin ardında imişçesine algılanır. Birçok kişinin bu durumu tarif etmek için, yaşamın ”sanki boğucu bir rüyada imişçesine yaşandığını” söylediklerini duydum. İnsanlar yanı başında olmasına rağmen onların sesleri duyulmaz, yüzleri ise pusludur.

 

Derealizasyon, depersonalizasyon durumunun başka bir ifadesi olarak algılanır.

 

Panik atak kriterleri arasında bu durum da yer teşkil eder. İnsanların en az yarısı bu durumu hayatı boyunca en az bir sefer yaşamıştır. Kendi başına bir psikiyatrik belirti olarak da tanımlanır ve kaygı bozuklukları ve depresyondan sonra en sık görülen üçüncü büyük psikiyatrik belirtidir.

 

Derealizasyon ve depersonalizayonu tetikleyen faktörler: yaşanan travmatik bir olay, uzun ve yoğun dönemli stres, kişilik yapısı, bazı uyuşturucu maddelerinin kullanımı, çok aşırı ve uzun süreli alkol kullanımı ve bazı hallerde yaşanan çarpmaya bağlı beyin travmaları sayılabilir. Yoğun kaygı ve depresyonun da bu durumu tetikler olduğunu biliyoruz. Görülme sıklığı kadın ve erkeklerde eşittir. Panik kaygısı bozukluğu, saplantı takıntı bozukluğu, panik atak, travma sonrası stres bozukluğu ve depresyona psikiyatrik belirti olarak eşlik edebilir veya bu bozukluklarda görülen bir durum olabilir.

 

Ne yapmalı öyleyse?

 

  1. Bu durum bir savunma mekanizmasıdır ve çoğu hallerde kısa ve geçicidir.

  2. Sizde bir hata kusur olduğunu kabullenmeyin. Delirmek veya kontrolünüzü kaybetmek üzere değilsiniz.

  3. Uykunuza ve yemek öğünlerinize dikkat edin. Çok önemli.

  4. Sizi strese sokan, alışkanlıklarınızdan caydıran şeylerden kaçının.

  5. Günlük fiziksel egzersizler edinin.

  6. Alkol ve sigaradan uzak durun.

  7. Aşırı kahve ve çay tüketmeyin.

  8. Gününüzü planlayın ve özellikle size neşe veren, güç veren kişilerle, şeylerle meşgul olmaya çalışın.

  9. Kaygı ile başa çıkmayı öğrenin.

  10. Kim ve ne olduğunuzu bilerek, kendinizi kabullenmeye çalışın.

  11. Depersonalizasyon ve derealizasyon anında, odaklanma ve odak değiştirme alıştırması yaparak içine düştüğünüz olumsuz sarmalı kırmaya çalışın.

  12. Güvence aramaktan ve kaçınma davranışları göstermekten vazgeçin.

  13. Kendinize inanmayı unutmayın.

 


Hasan Durna...

372 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Komentarze


© 2022, AVENIA Samtal och kommunikation

bottom of page